Ben Olmalıydım 2

Sevginin türlerine ilişik ilk psikiyatri branşında çallıkışma Sigmund Freud aracılığıyla mefultır. Freud, sevginin her muhtelifsünün kaynağının cinsellik bulunduğunu öne sürer. Bu görüşüyle çok makro eleştirilere verilen kalsa da, biyolojik olarak sevginin, hormonlar evet da kimyasallar bakımından cinsellikten farklı bir kaynağı yoktur. Freud’a için sevginin kamu diğer türleri (familya sevgisi, tanrı sevgisi) uygarlıkla vüruten yüceltmelerin sonucudur ve cinsellikten türemiştir. Bu mevzuda özellikle durağan kültlerindeki totem-tabu anlayışı üzerinde durarak tetkik yapar.

Psikanalist Erich Fromm, sevgiyi insanlığın sorunlarına bir yanıt olarak, kişideki deli dolu ve yaratıcı gücün kaynağı bir enerji olarak ve bu söz konusu yaratıcılıkla sevmeyi de bir zanaat olarak tanılamamlar. Bu çerçevede sevgiyi biyolojik kaynağı ne olursa olsun beş türde sınıflandırır: kardeşçe hatır, esasç hatır, cinsel hatır, öz hatır ve tanrı sevgisi.[2]

Kardeşçe hatır
Sevginin en temel türüdür. Diğer kamu türlerin içerisinde de mevzi allıkır. Boyun, saygı ve farklı insanları düşünme üzere davranışlar bu türdedir.

Temelç hatır
Annenin çocuğuna duyduğu koşulsuz sevgidir. Temelç sevginin en kabartılı özelliği, koruyuculuk davranışıdır. Kardeşçe sevgideki üzere mesuliyet ve farklı insanları önemseme davranışı burada da görülür fakat aradaki ayrım sevginin, annenin çocuğuna doğrusu ilişkilı olduğu muhtevain bir tahsisat evet da koşul sorgulamadan gerçekleşmesidir. Bu bağ determinist değil, annenin kendiyle kamu bir şeyi sevmekte olduğu muhtevain dönüşlüdür ve böylece öz hatır muhtevaerir. Mader tahsisat sorgulamaz, çünkü çocuğu sevmekle doğrusu kendini sevmektedir. Bittabi sevginin bu türü mader-çocuk ortada sınırlı kalmaz. Bu biyolojik bağın olmadığı yerde de in ilişkilerinde esasç hatır görülebilir.